İlk kez 1565’te Çekçe, ikinci olarak 1824’te Leh dilinde basılmış, Sırpça ilk baskısı 1865’te Çekçeden tercüme edilerek yayımlanmış bir kitap bu. İlk yayımlandıkları zamanlardaki adı önemli; Türk Kroniği. Sonraki kuşaklar ise bu kitabı hep Bir Yeniçerinin Hatıraları olarak adlandıragelmiş. Sebebi ortada; İstanbul’un fethinden iki yıl sonra Niş yakınlarındaki köyünden Türklerce alınıp Yeniçeri Ocağı’na kaydedilen bir Sırptır Konstantin Mihailoviç. Balkanlardan Ege’ye, Tuna’ya, 1458 Mora, 1461 Sinop, 1462 Uzun Hasan’a karşı ve Trabzon Seferi’nde Osmanlı ordusunda bulunur. Birçok sıcak bölgede yer aldığı kadar, birtakım “bireysel” hilelere bile başvurur. Daha Osmanlı ordusunda kritik bölgelerde görevliyken, anlaşma yapılan devlet adamlarını gizliden gizliye uyaran Mihailoviç, 1463 ’te Macarlara esir düşer. Özgür kaldıktan sonra da Lehistan’a geçer ve Osmanlı Ordusu içinde yaşadıklarını kronik olarak yazdırır. İşte bu sıradışı tarih kitabı, Mihailoviç ’in İstanbul’da ve Osmanlı ordusu içindeyken öğrendiklerinin, |